Safra kesesi nedir, ne
iş yapar?
Safra kesesi karaciğerin alt yüzüne yapışık 50 ml hacmi olan armut biçiminde bir
organdır. Görevi, karaciğerin ürettiği sarı-yeşil bir sıvı olan safrayı
depolamak ve konsantre edilmesini sağlamaktır. Karaciğerin ürettiği safra
kanallar yoluyla bu keseye gelerek birikir, burada yoğunlaşır ve yemek sonrası
özellikle yağlı gıdaların sindirimi sırasında safra kesesi kasılarak içindeki
safrayı bağırsağa boşaltır.
Safra kesesi taşı nedir?
Safra kesesinin iyi işlev görmemesi durumunda içinde normalde eriyik halde
bulunan, kolesterol veya pigmentlerin çökerek tortu oluşturmasıyla ortaya çıkan
yapılardır.
Safra taşları neden
oluşur?
Safra içerisindeki maddeler belli bir oranda bulunur ve bu denge onların eriyik
şeklinde kalmasını sağlar. Safra kesesi safrayı konsantre ederken bu oranların
bozulması halinde, veya safra kesesinin fonksiyon bozukluğu sonucunda tam
boşalamaması durumunda safra içinde çökerler ve taşları oluştururlar.
Tüm safra taşları aynı
mıdır?
Değildir. İçeriğine göre değişik safra taşları vardır. Çapları da değişik
olabilir. Küçük kristallerden birkaç cm çaplı taşlara kadar değişik taşlar
oluşabilir. Safra taşlarının yaklaşık %90 ı kolesterol taşlarıdır. Kalanı ise
pigment (bilirubin) taşlarıdır. Ayrıca taşlarda değişik oranlarda kalsiyum da
bulunur. Normalde düz röntgen filmlerinde safra taşları görülmez. Safra
taşlarının içerdiği kalsiyum miktarı ne kadar çok ise düz filmde görülme
olasılığı artar.
Safra taşları kimlerde
olur?
Her 10 erişkinden birinde görülen safra taşları özellikle 30 yaşından sonra
kadınlarda erkeklere göre 3 misli daha fazla görülür. Çok doğum yapmış
kadınlarda daha sıktır.
Sarışın, 40 yaş üzeri ve şişmanlarda daha sık görülür. Çok hızlı kilo
verenlerde, uzun süre damar yolundan beslenenlerde, midesinin bir kısmı
ameliyatla çıkarılmış olanlarda safra taşları daha sık görülür. 60 yaş üstü
erkeklerin yaklaşık % 10–15 inde, kadınların yaklaşık %30–40ında safra taşı
oluşur.
Safra taşına ait
şikâyetler nelerdir?
Safra taşı olanların büyük çoğunluğunda (%70–80) şikâyet yoktur. Bunlar
tesadüfen, başka tetkikler sırasında saptanırlar. Bunlara “sessiz taş” denir.
Bazen şişkinlik, hazımsızlık, özellikle yağlı gıdalara tahammülsüzlük gibi
şikâyetlere neden olabilirler. Sebep oldukları en önemli şikâyet ise karın sağ
üst kısmında, sırta da vurabilen ağrıdır. Safra taşları kesenin kanalını
tıkayarak içeriğinin boşalamamasına ve sonrasında kolesistit adını verdiğimiz
iltahaplanmaya yol açabilirler. Bazen değişik komplikasyonlara (istenmeyen yan
etkiler) neden olabilirler. Küçük taşlar safra kanalına düşüp burada tıkanıklığa
yol açarak safranın kana karışmasına ve sarılığa, pankreas kanalını tıkayarak
pankreas bezi iltahabına ( pankreatite ) neden olabilir. Bu komplikasyonlar
ölüme bile sebep olabilecek kadar ciddidir. Safra taşlarının kanser yaptığına
dair kesin kanıt olmasa da, safra kesesi kanseri nedeniyle ameliyat olanların %
70 inde taşa rastlanmaktadır ve porselen ya da kalsifiye taş oluşan safra
keselerinde %2 kanser olasılığı vardır, bu hastalara şikayetleri olmasa bile
ameliyat önerilir..
Safra taşı tanısı nasıl
konur?
Safra taşı tanısı günümüzde en kolay ve zahmetsiz olarak ultrasonografi ile
konur.
Safra kesesi taşının tedavisi nedir?
Safra kesesi taşı oluşumunda esas neden, kesenin konsantrasyon yeteneğindeki
bozukluk olduğundan, hasta olan kesedir. Bu neden ile esas tedavi safra
kesesinin ameliyatla çıkarılması yani kolesistektomi’dir. Böylece, hem safra
kesesi taşı çıkarılmış, hem de tekrar taş oluşturabilecek kese ortadan
kaldırılmış olur. Safra kesesi taşlarında ilaçla tedavi başlangıçta olumlu sonuç
verse de hastaların yarısında 4 yıl içinde taşlar yeniden oluşur. Bu nedenle
tedavide laparoskopik (kapalı) safra kesesi ameliyatı altın standart olarak
kabul ediliyor.
Açık kolesistektomi (açık ameliyat) ve laparoskopik kolesistektomi
(kapalı ameliyat) ne demektir?
Açık kolesistektomi, ya da halk arasındaki adı ile açık ameliyat, genel anestezi
altında, karın duvarına yapılan cerrahi bir kesi ile karın boşluğuna girilmesi
ve safra kesesinin çıkarılması işlemidir. Hastanın iyileşip taburcu olması için
5–7 günlük bir süreye ihtiyaç vardır.
Kapalı kolesistektomi, kapalı ameliyat, ya da tıbbi adı ile “laparoskopik
kolesistektomi” 1990 larda ortaya atılan bir yöntemdir. Bunda da işlem safra
kesesinin çıkarılmasıdır. Ancak, karın duvarında genişçe bir kesi yapmaya gerek
yoktur. Tüm ameliyat 3 ila 5 kadar delikten karın içine sokulan aletler ve bir
kamera yardımı ile ameliyat bir televizyon ekranından izlenerek
gerçekleştirilir. Bu işlem de genel anestezi (bayıltılarak) ile yapılmakla
birlikte, karın duvarında büyükçe bir kesi olmadığından hastanın konforu ve
iyileşmesi çok daha iyidir. Hasta ertesi gün evine gidebilir. Açık ameliyata
göre daha az ağrı olur, yara izi daha küçük olur. Hasta 2–3 gün içinde işinin
başına dönebilir. Sara kesesinin tümü alınarak, hastalık nüksü, yeniden taş
oluşması, kanser ve taşa bağlı komplikasyon gelişme olasılığı ortadan
kaldırılmış olur. Safra kesesinin olmaması insanlarda ciddi hiçbir soruna yol
açmaz.
Açık ameliyatı mı, kapalı ameliyatı mı tercih edilmeli?
Günümüzde kapalı ameliyat (laparoskopik) standart yöntemdir. Emniyetli bir
kapalı ameliyat birinci tercihiniz olmalıdır. Hatta genellikle bu hastanın
tercihi bile olmamalıdır. Birinci görevi hastasına ziyan vermemek olan
doktorunuz, doğal olarak karnınızın kesilmesi yerine birkaç delikten ameliyatı
size daha az zarar verici bulup onu tercih eder.
Herkes kapalı ameliyat olabilir mi?
Olamaz. Daha önce üst karın bölgesi ameliyatı geçirmiş olanlarda (Ör.: mide,
Karaciğer…) karın içerisinde yapışıklıklar olabilir ve bu yöntemin uygulanmasını
zorlaştırabilir. Karın içi basıncın artmasının (gazla şişirildiği için) zararlı
olduğu durumlarda (bazı kalp hastalıkları) bu ameliyat yapılamayabilir.
Bazen ameliyata kapalı olarak başlansa bile ameliyat sırasında açığa
dönülebilir.